Twilight'tan İnciler... (İngilizce - Türkçe)

Nasıl öleceğimi hiç düşünmemiştim...
Ama sevdiğin biri için can vermek,
Ölmek için güzel bir yol gibi gözüküyor...

I'd never given much thought to how I would die...
But dying in the place of someone I love seems like a good way to go...

3 şeyden kesinlikle emindim.
Birincisi, Edward kesinlikle bir vampirdi.
İkincisi, onun ne kadar baskın olduğunu bilmediğim bu vampir yanı kanıma susamıştı.
Ve üçüncüsü, koşulsuz ve geri dönülemez biçimde ona aşıktım.

About three things I was absolutely positive...
First, Edward was a vampire.
Second, there was a part of him - and I didn't know how dominant that part might be - that thirsted for my blood.
And third, I was unconditionally, irrevocably in love with him.

Ya ben bir kahraman değilsem? Ya ben kötü adamsam?

What if I'm not the hero? What if I'm the bad guy?

Edward: "Bu odadaki herkesin aklını okuyabiliyorum. Seninkinden ayrı olarak. Bu çok yıldırıcı."
Bella: "Benim aklımda bir sorun mu var?"
Edward: "Sana akıl okuyabildiğimi söylüyorum ve seninkinde bir sorun var"

Edward: “I can read every mind in this room. Apart from yours. It’s very frustrating.”
Bella: “Is there something wrong with me?”
Edward: “I tell you I can read minds and you think there is something wrong with you?”

Kokun, benim için bir ilaç gibi... sanki benim kişisel uyuşturucumsun.

Your scent, it’s like a drug to me… like my own personal brand of heroine.

Bella: "Herkes bize bakıyor biliyorsun, değil mi?"
Edward: "Artık bütün kuralları yıkıyorum. Cehenneme gittiğimden beri..."

Bella: “You know everybody’s staring, right?”
Edward: “I’m breaking all the rules now anyway. Since I’m going to hell.”

Edward: "Güvenliğini tekrar sağlamak için ne gerekiyorsa yapacağım."

Edward: “I’ll do whatever it takes to make you save again.”

Edward: "Benimle ilgili her şey seni bana davet eder gibi... Sesim, yüzüm hatta kokum... Sanki bunlardan birine ihtiyacım var... Sanki benden kaçabilirsin... Sanki benimle savaşabilirsin... Ben öldürmek için dizayn edildim."
Bella: "Umurumda değil..."
Edward: "Daha önce insanları öldürdüm."
Bella: "Sorun değil..."
Edward: "Seni öldürmek istedim. Hayatım boyunca hiç kimsenin kanını bu kadar istememiştim."
Bella: "Sana güveniyorum."

Edward: "Everything about me invites you in: my voice, my face, even my smell. As if I need any of that… As if you could outrun me... As if you could fight me off... I’m designed to kill.”
Bella: “I don’t care.”
Edward: “I’ve killed people before.”
Bella: “It doesn’t matter.”
Edward: “I wanted to kill you. I’ve never wanted a human’s blood so much in my life.”
Bella: "I trust you."

Edward: "Ve sonunda aslan kuzuya aşık olur..."
Bella: "Ne aptal bir kuzu..."
Edward: "Ne hastalıklı ve mazoşist bir aslan...

Edward: “And so the lion fell in love with the lamb…”
Bella: “What a stupid lamb,”
Edward: “What a sick, masochistic lion.”

Edward: "Hayal ettiğin şey bu mu? Bir canavar olmak mı?"
Bella: "Tam olarak değil... Sonsuza kadar seninle olmayı hayal ediyorum..."

Edward: “Is that what you dream about? Being a monster?”
Bella: “Not exactly, mostly I dream about being with you forever.”

James: "Yalnızsın. Çünkü diğerlerinden daha hızlısın. Ama daha güçlü değilsin."
Edward: "Seni öldürmek için yeterince güçlüyüm."

James: “You’re alone. Because you’re faster than the others. But you’re not stronger.”
Edward: “I’m strong enough to kill you.”

Bella: "Ne olduğunu biliyorum."
Edward: "Söyle! Duyulacak şekilde. Söyle!"
Bella: "VAMPİR!"
Edward: "Korkuyor musun?"
Bella: "Hayır."
Edward: "O zaman bana en temel soruyu sor: 'Biz ne yeriz?'"
Bella: "Beni incitmeyeceksin."

Bella: “I know what you are.”
Edward: “Say it out loud. Say it.”
Bella: “Vampire.”
Edward: “Are you afraid?”
Bella: “No.”
Edward: “Then ask me the most basic question: What do we eat?”
Bella: "You won't hurt me."

» New Moon'dan İnciler... (İngilizce - Türkçe)
» Twilighttan eclipse'e picspam
» Twilighttan harika yeni resimler..